Sokaklarından
kahvaltısına kadar buram buram Ege kokan, her köşesinde ayrı bir keyif yaşatan Cunda
Adası’nı keşfetmeye ne dersiniz? Gelin sizinle; begonvil ve yasemin kokulu, zeytinyağı
ve biberiye tadında bir yolculuğa çıkalım…
Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı olan Cunda Adası, Alibey Adası olarak da anılıyor. Ayvalık koyunda yer alan 22 adanın yerleşime açık tek adası olan Cunda, aynı zamanda Türkiye’nin en büyük 4. adası unvanını taşıyor. Eski bir Rum kasabası olan Cunda’da yaşayan Rum nüfus, 1920’lerde Giritli ve Midillili Müslümanlarla mübadele edilmiş. Adanın nüfusu Girit ve Midilliden zamanında göç eden Türklerden ve adanın güzelliğine kapılıp daha sonra buraya göç edenlerden oluşuyor. Hazır adanın tarihine değinmişken Alibey isminin de nereden geldiğine bir açıklık getirelim. Adanın ismi Yarbay Ali Çetinkaya’dan geliyor. Çetinkaya’nın Kurtuluş Savaşı’nda yaptığı kahramanlıkların unutulmaması için adı, adanın ismiyle yaşatılıyor.
Cunda Adası’na ulaşmak herhangi bir adadan çok daha kolay çünkü kullanabileceğiniz bir köprü var! Dolayısıyla araçla Ayvalık ilçesinden kolayca Cunda Adası’na ulaşabilirsiniz. Bunun için özel aracınızı kullanabileceğiniz gibi Ayvalık’taki otobüs hattını da tercih edebilirsiniz.
Ayvalık’ta gezilecek yerlerin başında gelen Cunda Adası’nda elbette kendi içinde görülmeye değer birçok yer bulunuyor. Hazırsanız, ada turuna çıkalım ve gezinin sonunda keşfetmenin verdiği hazla hafifleyen yorgunluğu yaşayalım.
Tarih kokan ama sanki dün yapılmış gibi ayakta duran bir kiliseyi ziyaret etmeye ne dersiniz? 1873 yılında yapıldıktan sonra tarihe meydan okuyan Taksiyarhis Kilisesi; süslemeleri, mimarisi ve atmosferiyle sizi büyüleyebilir. Kilisenin bu kadar iyi durumda olmasını özenle yapılan restorasyonlara borçluyuz. Koç Ailesi’nin restore ettiği kilise, şimdi müze olarak hizmet veriyor. İçerisinde dikkatle inceleyebileceğiniz birçok obje, oyuncak ve antika araçlar bulunuyor.
Restore edilerek mükemmel bir görünüme kavuşan bir diğer yer Ayışığı Manastırı. Arkasında ağaçların, önünde denizin uzandığı bu manastır, ada yaşamından uzak bir köşede yer alıyor ancak gidip görülmeye değiyor. 16. yüzyılda yapılan manastır, sadece çarşamba günleri ziyarete açılıyor.
Adanın birçok köşesinde Rumların izlerini görmek mümkün. Rumlardan kalan ve o dönemin bir anıtı gibi duran Despot’un Evi de geçmişin izlerini taşıyor. Bir Rum din adamına ait olan ev; sahibi öldükten sonra sırasıyla hükümet binası, yetimhane ve ilkokul olarak kullanılmış. Şu an ev, restore işleminin ardından müze otel olarak işletiliyor. İhtişamı ve Cunda kıyılarını süsleyen silüeti ile merak uyandıran ev, turistleri kendine çekmeyi başarıyor.
Cumartesi günleri kurulan Cunda Pazarı, Ege’nin mis gibi kokan taze otlarını bulmanız için harika bir fırsat. Pazara girdiğiniz an burnunuza gelen taze ot kokuları, tok olsanız dahi sizi acıktırabilir ve yüzünüzde gülücükler oluşturabilir. Bunun için buraya mutlaka uğramalısınız.
Cunda Adası’nı en tepeden kuşbakışı izlemek isterseniz biraz yorucu bir yolu olsa da Aşıklar Tepesi’ne çıkabilirsiniz. Tepeye çıktığınızda sizi restore edilmiş Agios Yannis Kilisesi karşılayacak. Şimdi Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı olarak kullanılan yapının içindeki freskleri inceleyebilir, tepeden Cunda Adası’nı seyre dalabilirsiniz.
İşte size günü keyifli bir kahve ile bitirebileceğiniz harika bir öneri… Taş Kahve, Cunda Adası’nda mutlaka uğramanız gereken yerlerin başında geliyor. 150 yıllık tarihi kahve; vitray camları, otantik havası ve tarih kokan dekorasyonuyla herkesi büyülüyor. Adalıların buluşma yeri olan kahvenin sakızlı Türk kahvesi çok ünlü. Taş havanda dövülerek yapılan Türk kahvesini mutlaka denemelisiniz!
Deniz ürünlerini sevenler Cunda Adası’nda nefis bir ziyafet çekebilir. Adada mutlaka yemeniz gereken yemeklerin başında papalina ve ızgara ahtapot geliyor. Adanın ünlü lezzetleri, tatlıya düşkün olanları da mutlu ediyor. Adanın ünlü lor tatlısı ve lor kurabiyesi damakları şenlendiriyor. Ege’nin nefis lezzetlerini tadarken Girit mutfağını da ihmal etmeyin. Zeytinyağı ile harmanlanan mezeler, otlu yemekler ve taptaze sebzeler damağınızda unutulmaz bir tat bırakacak.
Cunda Adası’nda Nerede Kalınır?
Cunda Adası’nı gezmek için konaklama yeri ararken lüks ve geniş olanaklı bir yer arıyorsanız Ayvalık şehir merkezinde konaklamanız gerekir. Adada daha çok mütevazı, eski Rum evlerinden dönüştürülen tesis, butik otel ve pansiyonlar yer alıyor. Bu tarihi evler yarattığı samimi ve nostaljik atmosferiyle adanın enerjisini insanın ruhuna işliyor. Bahçeli büyük konaklarda ya da Arnavut kaldırımlı sokakların kıyısındaki küçük evlerde konaklayarak bu enerjiyi hissetmeniz mümkün. Cunda Otelleri’nin pek çoğu merkezde yer alıyor. Deniz kıyısındaki oteller daha lüks olanaklar sunuyor. Tercihlerinize ve isteklerinize göre bir seçim yapabilirsiniz.
