Şef, garson ve menü gibi kelimelerin Fransızca’dan geldiğini bilmeyen yoktur. Dünya üzerinde etkinliği ve bilinirliği oldukça yüksek olan bir mutfağa sahip Fransa… Böylesine güçlü bir mutfağa dair hem çok bilinen hem de daha önce duymamış olabileceğiniz Fransız mutfağı klasiklerini bir araya getirdik. Fransa’ya gittiğinizde bu yazıda yer verdiğimiz lezzetlerin tamamını tatmadan dönmeyin deriz.
Fransız mutfağında bir klasik olan şatobiryanı mutlaka duymuşsunuzdur.1900’lü yılların başında ün kazanan Fransız şef Auguste Escoffier, bonfilenin orta kısmına şatobiryan adını vermiş. Başlarda sadece etin bu kısmını tanımlamak için kullanılan isim, zamanla yemeğin ismi haline gelmiş. Şatobiryan çoğunlukla dilimlenmiş şekilde, patates kızartması ve béarnaise sos eşliğinde sunuluyor.
Fransız mutfağından sıcak bir başlangıç olarak soğan çorbasını önerebiliriz. Asıl kökleri Roma’ya dayanan bu çorbanın şimdilerde tercih edilen hali Fransız mutfağı imzası taşıyor. Soğan çorbası, oldukça yoğun bir kıvama sahip ve genellikle ekmek içinde servis ediliyor. Ekmek içinde servis edilmediğinde ise kasede, yanında kruton ile sunuluyor. Karamelize soğan ve et suyundan hazırlanan çorbanın üstü eritilmiş peynirle kaplanıyor.
Fransız mutfağının mutlaka denenmesi gereken, meşhur başlangıçlarından biri de deniz tarağı… Fransızlar deniz tarağını tereyağ ile rengi değişene kadar kızartıyor. Sonrasında özel bir sos ile kendi kabuğunda servis ediyorlar.
Aslında Fransız-Belçika ortak yapımı gibi düşünülecek bir lezzet ancak en lezzetlilerini Fransa’nın denize kıyısı olan şehirlerinde yemek mümkün. Tereyağ, arpacık, sarımsak, maydanoz, kekik ve defne yaprağı ile hazırlanan sos içerisine atılan taze midyeler, açılıncaya kadar pişiriliyor. Kıyılmış maydanoz, limon suyu ve tercihe göre mayonez veya taze krema ve yanında çıtır ekmek dilimleri ile servis ediliyor.
Kurbağa bacağı, çoğu kişi için uzak bir lezzet olabilir ancak, şaşırtıcı derecede lezzetli olduğu da biliniyor. Tadı genellikle tavuk etine benzetiliyor. Kızartılmış şekilde özel bir sosla servis ediliyor. Ana yemek olarak tercih ediliyor ancak ilk kez deneyecekler çok daha küçük bir porsiyonda tercih edebilir.
Birçok kültür için önyargılı olunan bir lezzet olabilir ama Fransızlar salyangoza bayılıyor! Deneyen çoğu kişinin yorumu da bunu destekler nitelikte… Kabuklarından çıkarılıp yıkanan salyangozlar, maydanoz, tereyağ ve sarımsak ile soslanıp, tavuk suyunda pişiriliyor. Ardından tekrar kabuklarına konularak servis ediliyor. Deneyen herkes salyangoz tadından ziyade sos tadının baskın olduğunu söylüyor. Bu meşhurlukla şans verilmeyi hak ediyor!
Çoğumuzun bildiği gibi Fransızlar genellikle kahve ve kruvasanla güne başlıyor. Hem lezzetli hem de pratik bir kahvaltı tercihi… Hamuru, kıvamı ve kokusuyla gerçekten de bambaşka oluyor Fransız kruvasanlarının lezzeti… Çikolatalı, üzümlü, kayısı ya da elma marmelatlı çeşitleri de sıklıkla tercih ediliyor.
Aslında ekler, yakından aşina olduğumuz bir tatlı ama tabii ki yerinde denemek bambaşka… Fransızca’da éclair kelimesi şimşek anlamına geliyor, sebebi ise bir şimşek hızında ağıza atılıp yenebilir nitelikte olması… Ekler ile profiterol aynı hamurdan yapılıyor. Hamurun arası vanilyalı ya da çikolatalı krema ile dolduruluyor. Elbette krema çeşitleri sayısız şekilde çeşitlendirilebiliyor.
Krem brüle, Türkçe’de “yanmış krema” anlamına geliyor. Aslında pirinçsiz ve üzeri karamelize edilmiş yanıklıkta bir sütlaca benzetilebilir. İçerisinde; krema, şeker, yumurta sarısı, vanilya ve süt bulunuyor. Üzeri özellikle yakılarak karamelize görüntü veriliyor ve gerçekten de içine bir kaşık attığınızda çıkan o çıtırtıyı duyabilirsiniz.
Evet, bizce de makaron, acıbadem kurabiyesini andırıyor. Makaron; yumurta akı, pudra şekeri, toz şeker, badem unu ve renk renk gıda boyasından yapılıyor. Şekilleri ve renkleri ile göreni kendine hayran bırakmadığı asla düşünülemez. Güllü, portakallı, çilekli, kahveli derken çeşitleri saymakla bitmez.
